Reviews

The Innocence of Objects: The Museum of Innocence, Istanbul by Orhan Pamuk

rfinch's review

Go to review page

4.0

A beautiful book. An idiosyncratic museum. Obsession.

leventmolla's review against another edition

Go to review page

3.0

Orhan Pamuk'un favori yazarlarımdan biri olduğunu bir çok arkadaşım biliyor artık. Hakkında çok çeşitli tartışmalar çıkan Pamuk beni yalnızca yazarlık yanıyla ilgilendiriyor doğal olarak. Benim yoğunlaştığım, zamanımı harcadığım ve genelde zevk aldığım şey onun kitapları. Bu değerlendirmeyi bütün kitapları için yapabildiğimi ise söyleyemem. Cevdet Bey ve Oğulları'ndan başlayarak bütün yazarlık serüvenini izledim ama Kara Kitap'tan sonra bir duraklama oldu ilgimde, doğrusu Yeni Hayat hiç hitap etmemişti bana.

Benim Adım Kırmızı, Beyaz Kale'deki tarihi atmosfere yakın bir atmosfer yaratarak biraz umutlandırdıysa da beni, Kar yine bir hayal kırıklığıydı. Arada İstanbul ile ilgili anı kitabı paylaştığımız ortak dönemin ilginç anektodlarıyla beni az da olsa tatmin etmişti. 2006'da aldığı Nobel Ödülü yine bir sürü tartışma yaratmıştı ülkede. Kimi bu ödülü almasını onun hainliğinin bir kanıtı olduğunu, zaten "Batı'nın başka türlü bir Türk yazarına ödül vermeyeceğini" bilgiç bilgiç iddia ediyor, kimi ödüle seviniyor ama "Yaşar Kemal daha çok hak etmişti" muhabbetine giriyordu.


2008 yılında Masumiyet Müzesi çıktığında ne bekleyeceğimi bilmiyordum doğrusu. Arka kapak yazısı kitabın 1970'lerde geçtiğini, zengin Kemal'in uzaktan akrabası olan yoksul ve güzel Füsun'a duyduğu, hastalıklı olarak da nitelendirilebilecek aşkı anlattığı ipuçlarını veriyordu.

Benim için kitabın en ilginç yönü, hayatımın önemli bir evresi olan, kişiliğimin şekillendiği 70'lerin yaşamına ilişkin binlerce ayrıntı içermesi. Bir anlamda daha sonra Pamuk'un kitapla aynı adı taşıyan müzesinin gördüğü işlevi kitaptaki nesneler ve ayrıntılar güçlendiriyor. Füsun'a olan saplantısal tutkusunun peşindeki Kemal, onun temas ettiği ya da onunla olan ilişkisinin en önemli ve en önemsiz anlarına tanıklık eden nesneleri toplayarak bir türlü kavuşamadığı sevgilisine en azından bu tür bir bağlantı kurmayı yeğliyor. 70'lerin modernleşmeye çalışan ama bir yönüyle de son derece muhafazakar toplumunun dayattığı önyargılar ve açık ya da gizli kuralların baskısıyla bir araya gelemeyen iki insanın neredeyse on yıla yaklaşan serüveni Kemal'in ağzından anlatılıyor. Romanın sonlarına doğru anlatımı yazar ele alıyor ve konuyu bağlıyor.

Ben kitabı sevdim. Arka planda anlatılan 70'lerin film piyasası ilginç bilgiler veriyordu. Ama belki en iyisi nesnelerle onların sahibi arasındaki neredeyse tılsımlı ilişkinin ele alındığı ve anıları belirlediği bölümlerdi.

2012'de çıkan Şeylerin Masumiyeti, Masumiyet Müzesi'ni (kitabı değil, müzeyi) anlatıyor ama bu arada kitabın yazılışı ve içeriği ile ilgili ipuçları da veriyor. Bu anlamda tamamlayıcı bir özelliği var. Ama romanı okumayan birinin bu kitaptan ne zevk alabileceği çok açık değil. Müzeyi görmeyen birinin edinmediği bu deneyime en yakın olan belki de bu kitabı okumak. Yeni Hayat ve Kar ile bendeki ilgi katsayısını oldukça düşüren Pamuk, Masumiyet Müzesi'nden sonra yeni kitaplarıyla ilgili olumlu bir beklenti içine girmemi sağladı. Kafamda Bir Tuhaflık'ı en kısa zamanda alıp okumak gerek şimdi...

pearl35's review against another edition

Go to review page

4.0

As a young writer, Pamuk considered the idea of writing a novel in the form of a museum catalog and began collecting stuff--the detritus of 20th century Istanbul haute-bourgeoisie life for his fictional characters. When he did write the book, it was in the form of a novel dictated by the fictional friend Kemal, but the impulse to collect, which features so much in that story, never left him, and was exacerbated by his exile and need to come to terms with his own family and the modern Turkish state. So, he bought an 1897 Ottoman house in Galata and installed exquisite shadow box pieces. The contents are evocative and banal, culled from personal scrapbooks and junk stores, photos of strangers he adopted as characters in the novel, reprinted tram tickets, single ear rings, porcelain figures of dogs. Istanbul is one of my favorite cities, but I have not been back since this opened, and this lavishly executed book can't include the audio and video pieces as well. Overall, the two books pose intriguing questions about modern Turkey, about the scale of museums (is history big and grand, or the course of a single life?) and about the meaning of place and home.

ovenbird_reads's review

Go to review page

Around the World: Turkey

I sort of skipped around in this book, looked at the pictures, read some of the captions. An interesting project, but I didn't get really excited about it. I don't think I gave this a fair or thorough read, so I'm not going to rate it.

sinelit's review against another edition

Go to review page

5.0

müzeyi gezme imkanı olmayanlar için müzenin basılı hali gibi olmuş. ben hatıraların masumiyeti'ni okurken bahsettiği kutuları -müzeyi dün gezmiş olmama rağmen- daha iyi hatırlayabilmek için bakmak amaçlı yanıma aldım bu kitabı, ama bir süre sonra okuduğum kitabı unutup buna daldığımı fark edince okuduklarıma ekledim. ve hatıraların masumiyeti'nin ortasında kutular üzerinden anlatım bittiği için bu da ondan daha erken bitti. müzeden ufak tefek farklılıklar var elbette, atladığım birkaç detayı da gördüm, müzede çok ufak olduğu için inceleyemediğim eşyaları, kartpostalları da inceleme şansım oldu. en güzeli, müzeden alıp götürmek istediğim birkaç kartpostalın büyük halleriyle kitapta basıldığını görmek oldu aslında. taratıp renkli çıktı ile yakınımda tutmak isteyecek kadar sevdim. müzeyi gezenlere ayrı, gezme imkanı olmayanlara ayrı tavsiye ediyorum. ara ara canınız sıkılınca kitaplıktan çıkarıp şöyle bir karıştırmak için de ideal formata sahip ayrıca.

remembered_reads's review against another edition

Go to review page

informative reflective slow-paced

5.0